8 Nisan 2014 Salı

Aşk (9/11)

Aşk ölüme çare olabilir mi? Bu soruyu yanıtlamak aşktan ne anladığımız ve hatta ölümden ne anladığımızla ilintili... Melih Ergen’in 'Sağır Bellek' romanında ise ölüm ve aşkın bin bir anlamını ve onların birbiriyle olan ilişkilerinin bir yumak gibi örüldüğünü görürüz. Romanda ilk önce Eczacı Hafız Mustafa’nın kızlarının ölümü üzerine ilk karısına duyduğu aşk dillendirilir. Ona duyduğu aşk çok büyük olduğu için bir daha evlenmek istemez ama dostların tavsiyesi üzerine sırf çocukları için evlenir. Roman boyunca anlatılan en kalıcı, tartışmaya açık olmayan tek aşk budur. Hafız Mustafa’nın oğlu Suat da karısına aşıktır. Aşık olmasına aşıktır da onun aşkıyla yanıp tutuşurken biri evli olmak üzere başka kadınlar da geçer gönlünden Suat’ın. Saliha’nın ise Suat’a aşık olduğu tartışmalıdır. Bu da yazarın bir yerde değindiği gibi aşkın "tek kişilik” olduğunu mu göstermektedir? Saliha ise evliliği, görevlerini yerine getirmek olarak algılamaktadır. Aşk konusunda çok katıdır. Öte yandan Suat’ın bir aşkı da kızı Hilal’e olan aşktır. Çünkü sık sık “kız çocuğu küçükken de, büyükken de sevilir”demektedir. Bu aşkı sayfa 176 da Hilal’in doğumu üzerine şiirsel bir şekilde anlatır Suat. Mahmut ise aşka açık değildir; zaten onun içinde yüzmektedir. Onsuz olamamaktadır. Çoğunlukla hayallerinde yaşamaktadır aşkı; çünkü gerçek anlamda aşık olamamıştır. Hatta kızına bile! Ancak yine de burada babasının yaptığını yapmamak adına kendi kızına fazladan ilgi göstermek istemez. Bu da doğaya bir çeşit karşı gelmektir, çünkü her kız önce babasına aşık olur. Üstüne üstlük Mahmut  karısında da aşkı bulamamıştır. Aşksızlık yüzünden oğlunun ölümü üzerine karısıyla ve kızıyla deyim yerindeyse son bağları da kopar. Bütün bunların temel nedeni olarak,  Mahmut’un aşkı  annesinde bulamaması gösterilebilir. Bu aşkın yokluğu Mahmut için o kadar hayatidir ki, Serap’la hayal ettiği aşk sahnesinin sonunda kendini annesinin rahminde bulacaktır (s 130).  Buna karşın tüm bu yaşadıklarından içine hapsederek büyüttüğü aşk sayesinde, yani yaşadığı bunalımdan ruhundaki ve kafasındaki sorunu aşk sayesinde çözerek kurtulacaktır.
          Kitapta Ölümle Aşk arasındaki yoğun ilişki karşımıza sık sık değişik şekillerde ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birincisi sebep sonuç ilişkisidir. Kitapta sanki büyük acılar doğuran ölümlerin nedeni aşksızlıktır: Suatla Saliha arasında karşılıklı bir aşk olmadığı için Saliha dünyaya tutunamayarak ölümü seçer. Mahmutla karısı da bundan nasibini almış olduğu için oğlu ilgisiz ve aşksız kalır, o da tutunamaz. Bunun başka örnekleri de bulunabilir kitapta. Bundan hareketle bu ilişkilerde güçlü aşk olsaydı bu ölümler olmazdı duygusu oluşmaktadır okuyucunun kafasında. Bu da bize yazarın “Ölüm aşktan korkar” deyişini hatırlatmaktadır. Buna paralel olarak yazar, “Oysa aşk, hayatı yeniden anlamlandıran bir ‘inanç’ olabilirdi bana kalırsa, tabii uğruna ölünen değil ölümü öteleyen...” diyerek babasının annesine duyduğu aşkı eleştirmekte ve bu aşkın ölümleri getirdiğini ima etmektedir ( s78).  Yazara göre aşksızlık ölümdür. Bunu şu satırdan anlıyoruz: “Birbirinin cesetleri üzerinde dolaşanlar” aşkı bilmezler (s: 49). Aşk ölüm korkusunun panzehiridir Mahmut’a göre, nitekim 204. sayfada aşkı tarif ederken de, “çünkü aklınla keşişmeyen duygularımın yarattığı bir ‘serap’ olabilirdi bu,” demektedir aşk için.  Serap, Mahmut’un hayalinde uydurarak aşık olduğu bir kadındır. Onun sayesinde intihar etmekten kurtulduğunu düşünmektedir. Kitabın sonunda ölüm korkusunu yenip kendisiyle, geçmişiyle, kısacası yaşamla barışınca da, “Doğrusu bunu ölümden çok aşka borçlu olduğumu yadsıyamam,” der.
Melih Ergen kitabında kahramanlarının değişik aşk anlayışlarını yansıtmaktadır. Mahmut annesiyle babasını aşk konusunda kıyaslarken, “Babam için aşk bir kurtuluş olabilirdi belki ama annem için bu söz konusu değildi, çünkü babam her aşkın bitmesi için yaşandığını bilemezdi, ama zaten bunu bir tek kadınlar bilirdi (s 49)” demektedir. Nitekim annesi aşkın aklı olmaz der, sevgi ise emektir ona göre ve bu yüzden bir ömür boyu sürer: “Biz ancak bize verilen emeği sevebiliriz” der.  Nitekim annesi aşk yerine “doğuracağı çocukların ille de donanımlı olmasını ister.”(49-50). Mahmut içinse sevgili neredeyse kutsaldır, “İnsan aşık olduğunda sevdiğine dokunmaya bile kıyamaz” der. Öte yandan Suat Bey'in gençliğinde yaşadığı bir aşk ilişkisine yönelik olarak da anlatıcıya, “Aşk dediğin de suçla beslenmez miydi aslında, hiç buna karşı koyabilir miydi artık Suat Bey?” dedirtir sayfa  69 da.

            Aşk ölümden güçlüdür Mahmut için ve ölümü savuşturmak için ‘serap’ı görmüş, yani hayalen de olsa aşık olmuştur. Buradan da aşkın ölüm karşısında insanın en büyük kozlarından biri olduğu ortaya çıkar. Sanki aşkın yokluğu ölümü daha da korkunç kılmaktadır! Nitekim buluştukları köyün kahvesinde Serap konuşurken Mahmut gerçeklikten kurtulur ve onun kendisini kendisinden kurtaracak olan aşk habercisi olduğuna inanır. “Aşk gerçeğin kabullenmediğimiz o katı ruhunu silip süpürür” diyordu çünkü bana, gerçekse hayallerimizi elimizden alır” (s 164). Romanın sonundaysa ölümü alçakgönüllü bir şekilde kabul etmesine rağmen Mahmut, “Doğrusu bunu ölümden çok aşka borçlu olduğumu yadsıyamam” der. Sanırım aşık olunca insan yaşama sevinciyle doluyor ve ölümü aklına bile getirmiyor; çünkü insan kendini sever aşık olunca ve o zaman dünyayı da sever; sonunda da kendini bağışlar. Mahmut da kendisini olduğu kadar oğlunun da kendini bağışlamış olabileceğini düşünür artık! Çünkü Mahmut şimdiye kadar hep kendini suçlamıştır oğlunun ölümüne ilişkin olarak, kendini bağışlamasını dileyip oğlundan ve böylece de peşinden duyduğu aşk sayesinde yaşamakta olduğu 'cehennemi' cennet yapar. Güneş kocaman bir aşk olup tüm dünyayı ısıtmaya başlamıştır artık ve Mahmut da acılarıyla birlikte olsa da yaşamayı seçmiştir. Bundan böyle geçmişini, oğlunu, kızını, tüm ölenleriyle birlikte yaşamı daha çok sevmektedir. En son satırda ise babasını da affettiğini anlarız, yani baba oğul da barışmıştır artık! (s 205)

Önceki Sayfa                                                                                              Sonraki Sayfa

(Devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder