Melih Ergen’in 'Sağır Bellek' Romanı Üzerine
Analitik bir İnceleme
İlhan Şanal
Gururlanma,
Ey Ölüm!
Kimi kudret buldu sende vaktiyle, kimi de azamet
Gururlanma, ey Ölüm! Gerçekte yok bir keramet.
Toprak ederim dediklerin bak ölmediler ki hala
Zavallı Ölüm! Beni de beklemesen hani boşuna.
Uyuduk ve dinlendik de bir dem huzur bulduk
Bu dostlarından fazlasını senden bekler olduk.
Yakındır en yiğitlerimiz de göçer gider seninle
Kurtulurlar elinden ruhları ve kalan kemikleriyle
Kadere, talihe, güce ve umutsuzlara köle oldun
Savaşlarda ve hastalıklarda hep çadır kurdun.
Bizi uyutmaya fazlaca yeter, eski büyüler ve esrar
Bu havan kime böyle? Güçlüler en az senin kadar.
Bir kısa uykunun ardından uyanacağız sonsuza
Kimseler ölmeyecek artık, seni vereceğiz toprağa.
Kimi kudret buldu sende vaktiyle, kimi de azamet
Gururlanma, ey Ölüm! Gerçekte yok bir keramet.
Toprak ederim dediklerin bak ölmediler ki hala
Zavallı Ölüm! Beni de beklemesen hani boşuna.
Uyuduk ve dinlendik de bir dem huzur bulduk
Bu dostlarından fazlasını senden bekler olduk.
Yakındır en yiğitlerimiz de göçer gider seninle
Kurtulurlar elinden ruhları ve kalan kemikleriyle
Kadere, talihe, güce ve umutsuzlara köle oldun
Savaşlarda ve hastalıklarda hep çadır kurdun.
Bizi uyutmaya fazlaca yeter, eski büyüler ve esrar
Bu havan kime böyle? Güçlüler en az senin kadar.
Bir kısa uykunun ardından uyanacağız sonsuza
Kimseler ölmeyecek artık, seni vereceğiz toprağa.
John DONNE
(Çeviri: Oktay ESER)
'Sağır
Bellek' Kanla
Yazılmıştır
Siz birey olan bir kişiye rızasını
almaksızın bir şey yaptıramazsınız. İlgisini çekmiyorsa dedikleriniz, sizi
dinler görünür de, dinlemez bile. Oysa duyguları, arzu-istekleri vardır ve en
önemlisi de o da en azından sizin kadar sözünü dinletmek istemektedir. Bellek
de bazen böyle başına buyruktur. Sağır olursa sözümüzü dinlemez, canı istediği
zaman konuşur. O konuşunca bizim dinlememek gibi bir seçeneğimiz de yoktur. Ne
söylerse dinleriz ve verdiği
kırıntılarla yetinmek zorunda kalırız. Yani bizi o kontrol eder. Bu
durumla çoğunlukla yaşlılıkta karşılaşırız ve o zaman da bütün bunlar normal
karşılanabilir; ama bazen insan bile isteye, belleğini körleştirebilir. Bu
körlük çok trajik bir durum yaratır insanın ruhunda. Melih Ergen’in 'Sağır Bellek' romanı işte bu insan
trajedisini enine boyuna ele alıp incik cıncık, parça pincik, gözler önüne
serip onu ruhumuza, yaşanmışlıklarımıza, benliğimize silkeleyip serpiştiriyor. Çok kısa zaman
sonra da bu serpintilerin değdiği yerlerde kendi trajedilerimizin
aydınlandığını görüyoruz hayretle. Bu kökler içimizde bazı şeyleri tazeleyip
yeniden büyütüyor ve sonuçta kendimizle
barıştığımızı görüyoruz. İşte bu yüzden Melih
Ergen’in bu kitabı barışmaların en zoru
olan insanın kendisiyle barışmasının öyküsü, yolculuğu, incelikli bir dökümü.
Bu incelemede kitap ana hatlarını oluşturan karakterler, roman örgüsü, anlatım
tekniği ve uslup, baba-oğul ilişkisi, bellek, ölüm, yabancılaşma, aşk
kavramları, şarkı ve umut motifleri açısından ele alınmıştır.
(Devam Edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder